Geçen hafta yazdığım, filtre kullanımının farklılıkları yazımı takiben bu hafta, kullanıcının seyahati esnasında, filtreyi kullanmadan önce istediği ürünü ararken uğradığı ilk durak olan kategorilere değineceğim.
Ürünleri doğru kategorize etmek, onları ziyaretçinize en hızlı şekilde gösterebilmek adına kilit öneme sahiptir. Bunun için, öncelikle ürünlerimizi ana kategorilere, sonrasında da daha ayırt edici olan alt kategorilere bölerek hareket etmek gerekir. Eğer siteniz kliksa.com, n11.com veya amazon.com gibi çok çeşitli ürünlerin yer aldığı bir site değilse, üçüncü ve/veya dördüncü kategori kırılımı sunmak ziyaretçinin yolunu bulurken daha fazla vakit harcamasına sebebiyet verir. Evet, basite ulaşmak zordur ama imkansız değil.
Gerçek hayattan örnekleri inceleyin!
Kategorizasyona başlarken gerçek hayattan örnekleri dikkate almak gerekir. Örneğin, mobilya üzerine bir siteniz varsa ürünlerinizi ‘oda’ bazlı kategorize edebilirsiniz. Büyük mobilya mağazalarını ziyaret ettiğinizde, alanların oda temel alınarak kurgulandığını görebilirsiniz. Kullanıcılar da, bu mağazalarda belirli bir alışkanlık elde ederek internette arama yaparlar. Sitenize geldiklerinde ise, tıpkı bir mobilya mağazasına girmiş gibi süreci devam ettirirler. Bunun temelinde, insan ihtiyaçları yatar. “Mutfakta kullanmak için bir yemek masasına ihtiyacım var.” ya da “Ofiste yeni bir çalışma masasına ihtiyacım var.” gibi…Görebileceğiniz üzere her iki ihtiyaç temelinde masa olsa da, konumlar farklılık gösteriyor. Dünya çapında çalışan mobilya ve dekorasyon sitelerini incelediğinizde, bu yapının korunduğunu görebilirsiniz.
Ana kategorilerin her şeyi kapsadığından emin olun!
Oluşturacağınız ana kategorizasyon yapısında karar kılıp uygulamaya geçmeden önce, ürünlerinizi bu yapıya göre yerleştirip, kategorizasyonu doğru yapıp yapmadığınızı birebir test edin. Tek bir ürün özelinde en yakın kategoriyi kullanabilirsiniz ancak bu durumun ileride olası gelişimini de analiz edin. Böylece, sitenize ürün eklemeye devam ettiğiniz sürece, ana kategori yapınızı değiştirmemeye özen göstermiş olursunuz. Bu da, sürekli değişime gerek olmayan bir yapı ortaya çıkarır. Ziyaretçileriniz de, her geldiklerinde yeni ve farklı bir kategori görüp kafa karışıklığına uğramazlar.
Aynı alt kategori, birden fazla ana kategoriye bağlı olabilir!
Bu soruyu, eminim bir çok e-ticaret sitesi sahibi veya yöneticisi kendine sormuştur: Bu alt kategori, her iki ana kategoriye de giriyor. Hangisi daha baskınsa o kategoriye mi yerleştirmeliyim? Hayır, her iki ana kategoriye aynı isimde bir alt kategori açabilirsiniz. Telefonunuz için mikrofonlu bir kulaklık aradığınızda bunu Kulaklık ana kategorisinde Mikrofonlu Kulaklıklar alt kategorisinde bulabilirsiniz. Aynı şekilde, Telefon ana kategorisinde de Mikrofonlu Kulaklıklar kategorisi bulunabilir. Bu sayede, hem ürün tabanlı olarak hem de elindeki ürüne uyuma göre, sitenizde gezen herkes bu ürüne erişebilir.
Aynı alt kategoriden farklı yerlerde oluşturduğunuzda, ziyaretçinize o ana kategori içerisinde, daha fazla ‘alakalı’ ürün gösterebilirsiniz. Böylelikle, telefon bakan bir ziyaretçi sitede baktığı telefonun yanında, bu mikrofonlu kulaklığı görebilir ve onu da satın üzere değerlendirmeye alabilir.
“Yeniler” de aslında bir kategoridir!
E-ticaretten elde edeceğiniz kazancın önemli bir bölümünü, devamlı müşterileriniz sağlar. Bunu Practical Ecommerce’un bu yazısında veya farklı kaynaklarda görebilirsiniz. Bu durumda, kategorizasyonumuzu yaparken, bu müşteri kitlesini de unutmamak gerekir. Sürekli bir müşteri de en çok, yeni gelen ürünleri merak edecektir. Oluşturacağımız bir Yeni Gelenler kategorisi ile, onlara aradıklarını daha hızlı bir şekilde gösterebiliriz.