Filtre, potansiyel bir müşterinin, istediği ürüne ulaşmasındaki en hızlı çözümü sağlayan araçtır.
Bu cümlede neden ziyaretçi değil de, potansiyel müşteri vurgusu yaptığımı merak edebilirsiniz. Fark, sitenizde dolaşan bir kişinin orada bulunma amacı ile doğrudan ilişkilidir. Amaca yönelik ayrımı ise, ceket ihtiyacı olan bir ziyaretçi örneği üzerinden açıklayabiliriz.
Öncelikle, her iki durumda da yaz mevsiminde olduğumuzu varsayalım.
Kış mevsimi için kendisine ceket almayı planlayan bir ziyaretçi, şimdiden modellere bakıyor. Ancak amacı almak değil, genel olarak ürünlerin hepsini gözden geçirmek. Bu durumda tek yapacağı şey ‘Ceket’ kategorisine girmek ve modelleri incelemek olur. İlgisini çeken modelleri gözden geçirir ve ziyaretini tamamlar.
Ancak, bir diğer ziyaretçi de, yaz mevsiminin serin gecelerinde giymek üzere bir ceket bakıyor olabilir. Bunu yaparken de, dolabındakilerin çoğunlukla yeşil renkli olduğunu düşünüyor olabilir. Doğal olarak, hemen onunla kombin edebileceği renklere odaklanarak ilk filtresini kullanır: renk. Filtre kullanarak daralttığı seçenekleri daha yakından inceleyebilir ancak sayfada seçenek sayısının hala çok fazla olduğunu görme şansı yüksektir. Bu durumda istediğine ulaşabilmek için, bir filtre daha uygulamalı. Beden filtresi. Böylelikle, sadece hemen alabileceği şeyleri görebilir hale gelir. Siparişe bir adım daha yaklaşmış olur. Artık istediği ürünü seçip, onu daha yakından inceleyebilir.
İşte bu amaç farkı, filtre tanımında potansiyel müşteri teriminin kullanılmasını açıklıyor.
Birçok mağazada kendi tecrübelerinizden de yararlanarak gözlemleyebileceğiniz üzere, satış danışmanları kendi gözlem yetenekleri ile doğru orantılı olarak potansiyel gördükleri ziyaretçilere daha fazla özen gösterirler. Ona yardımcı olur ve isteklerine göre ona yol gösterirler.
Online dünyadaki satış danışmanınız olan e-ticaret sitenizin yapabildiklerini de bu şekilde, ziyaretçilerinize yardımı olabildiğince artıracak şekilde güçlendirirseniz, ziyaretçilerinizin potansiyele dönüşme oranı o derece artacaktır.
Filtre; nerede, ne zaman?
Filtre kullanımı, e-ticaret firmasının iş modeli ile alakalıdır. Yukarıda verdiğim örnekten devam edelim ve ceketin hem kampanya iş modelinde çalışan bir sitede, hem de ceketin markasının kendi sitesinde olduğunu varsayalım.
Kampanya sitesinde, ürünler kısıtlı bir zamanda ve çok cazip fiyatlarla ziyaretçilere sunulur. Öncelik fiyattır ve ürün sadece belirlenen süre boyunca satışa sunulur. Bu siteleri ziyaret eden kişiler, indirimleri takip eder ve uygun olduğunu düşündükleri bir seçenek ile karşılaştıklarında zaman ve stok baskısı ile satın almaya yönlenebilirler. Bu süre esnasında, ne aradıkları tam olarak net değildir ve öncelikleri indirimdir. Yani sunulan bütün seçenekleri görmek amacı ile hareket ederler. Bu da filtre kullanımının önemini azaltır. Hiç filtre kullanılmayabileceği gibi filtre sayısı minimumda tutularak da kullanılabilir.
Ceketi üreten markanın sitesinde ise strateji daha farklıdır. Burada, tüm ürünleri sergilemek daha önemlidir. Ceket kategorisinde tüm ürünler sergilenir. Ziyaretçinin amacı, o markanın ürünlerini incelemek ve istediği modeli bulursa satın almaktır. Bu durumda ziyaretçi ilk verdiğim örnekteki gibi kendisini değerlendirir ve istediği seçeneğe en uygun filtreleri kullanarak seçimini daraltır. Filtre kullanımı daha kritiktir. Uygulanırken de ürün seçeneklerine göre çok iyi bir sınıflandırma kurgusu kullanılmalıdır.